Kitap İncelemesi: Gözde Naiboğlu, Post-Unification Turkish German Cinema; Work, Globalisation and Politics Beyond Representation
DOI:
https://doi.org/10.33182/gd.v8i3.803Anahtar Kelimeler:
Türk-Alman Sineması, Göçmen Sineması, İşçi Göçü, Materyalist Film Analizi, Temsil sonrası yaklaşımlarÖzet
Gözde Naiboğlu, Post-Unification Turkish German Cinema; Work, Globalisation and Politics Beyond Representation [Birleşme Sonrası Türk-Alman Sineması, Temsilin Ötesinde İş, Küreselleşme ve Politika], London: Palgrave Macmillan, 2018, 217 pp.
1990'da iki Almanya devletinin birleşmesiyle başlayan dönem, artık Almanya'da yetişen ikinci kuşaktan Türk-Alman sinemacıların da üretimlerine başladığı yıllarla örtüşmektedir. Avrupa'da göçmenlerin demografik hacminin genişlemesi ve ardından yeni kuşak göçmenlerin film endüstrisi içerisinde etkinliklerinin artmasıyla, 2000'li yıllardan itibaren göçmen sineması alanında çalışmalarda da artmış ve bunların içinde Türk-Alman Sineması önemli bir başlık olmuştur. Naiboğlu'nun Birleşme Sonrası Türk-Alman Sineması'nı incelediği çalışması, göç sinemasının temel konularından olan Avrupa'ya işçi göçü ve sonrasında oluşan atmosfere yeni bir bakış açısı getirmektedir. Kitap, birleşme sonrası Türk-Alman sinemasını etik, duygulanım ve emek odaklı olarak incelemektedir. Odağını uzun süredir devam eden entegrasyon, kimlik ve kültürel çatışma kaygılarından kaydıran Naiboğlu, bu filmlerin artık göçmenler ve vatandaşlar arasındaki çatışmaları vurgulamadığını savunmaktadır. Temelinde işçi göçüne dayanan bu sinemanın gözardı edilen köklerine dönerek, filmlerdeki çalışma yaşamına ve bunun yansımalarına odaklanmıştır. Filmlerde; çalışma, işsizlik, güvencesiz ve yasadışı çalışma, toplumsal yeniden üretim, tükenme ve istikrarsızlık temaları aracılığıyla geç kapitalizm altında yaşanan deneyimin yeni ifadelerinin sunumuna odaklanarak, yerleşik sınıf, topluluk ve kimlik fikirlerinin yeniden düşünülmesi çağrısında bulunmaktadır. Bu doğrultuda, çoğunlukla kimlik ve temsil eksenine dayanan Türk-Alman Sineması yazınına yeni bir yaklaşım önerisi getirerek, temsil sonrası yaklaşım biçimlerini örneklendirmektedir.